Makine ihracatı ilk 7 ayda 14,2 milyar dolar
Makine Ä°hracatçıları BirliÄŸi (MAÄ°B) tarafından paylaşılan makine imalat sanayi konsolide verilerine göre, yılın 7 ayı sonunda Türkiye'nin serbest bölgeler dâhil toplam makine ihracatı 14,2 milyar dolar oldu. Makine imalat sektörünün, AB endüstrisine entegrasyon seviyesinin yüksekliÄŸi ve istikrarlı biçimde büyüyen üretim kapasitesi sayesinde artan ilgiyle karşı karşıya olduÄŸunu belirten Makine Ä°hracatçıları BirliÄŸi Kutlu KaravelioÄŸlu, “Türkiye’nin makine ihracatı içinde Avrupa’nın payının son 5 yılda yüzde 55’den yüzde 60’lara kadar gelmesi ve yükseliÅŸin euro-dolar paritesindeki düÅŸüÅŸe raÄŸmen sürmesi, bu yöneliÅŸin en güçlü ifadesi” dedi.
Türkiye'nin makine ihracatı yılın 7 ayı sonunda, geçtiÄŸimiz yılın aynı dönemine göre yüzde 7,7 artarak 14,2 milyar dolar oldu. Makine ihracatı miktar bazında ise yüzde 1,6 artarak 2,2 milyon tona yaklaÅŸtı. En fazla makine ihracatının gerçekleÅŸtiÄŸi iki ülke Almanya ve ABD'ye yapılan satışların toplamı 2,5 milyar doları buldu. Makine ihracatının 518 milyon dolara ulaÅŸtığı Rusya'da geçtiÄŸimiz yılın aynı dönemine göre yüzde 22,1 artış saÄŸlayan sektör; Ä°talya, BirleÅŸik Krallık ve Fransa'ya ihracatta da 500 milyon dolar eÅŸiÄŸini geçmeyi baÅŸardı.
“Makine ihracatımızda Avrupa’nın payı yüzde 60’lara yükseldi”
BaÅŸlıca ihracat pazarlarında hâkim olan resesyon endiÅŸelerinin yerini yumuÅŸak iniÅŸ beklentilerine bırakmasını ve Ä°kiz DönüÅŸüm konusunda zemin kaybetmek istemeyen bu ülkelerde makine teçhizat ihtiyaçlarının yeniden hız kazanmasını umduklarını belirten Makine Ä°hracatçıları BirliÄŸi Kutlu KaravelioÄŸlu ÅŸunları söyledi:
“Kış aylarıyla birlikte doÄŸal gazda Rusya'ya bağımlı ülkelerde tasarruf planlarının gündeme geleceÄŸi ve programlı elektrik kesintileri nedeniyle üretimde düÅŸüÅŸler yaÅŸanacağı anlaşılıyor. Tedarikte bölgeselleÅŸme stratejilerini pandemiden önce hayata geçirmeye baÅŸlayan Avrupa’nın, enerji arzında yüzleÅŸtiÄŸi birçok tehditle baÅŸ edebilmek için yakın coÄŸrafyalara ihtiyacı çok hızlı artıyor. Makine imalat sektörümüz, AB endüstrisine entegrasyon seviyesinin yüksekliÄŸi ve istikrarlı biçimde büyüyen üretim kapasitesi sayesinde, güçlü ve güvenilir bir çözüm ortağı olarak artan ilgiyle karşı karşıya.”
Türkiye’nin makine ihracatı içinde Avrupa’nın payının son 5 yılda yüzde 55’den yüzde 60’lara kadar gelmesinin ve yükseliÅŸin euro-dolar paritesindeki düÅŸüÅŸe raÄŸmen sürmesinin, bu yöneliÅŸin en güçlü ifadesi olduÄŸunu belirten KaravelioÄŸlu, “Makine üretimindeki artışın geçen yılın aynı dönemine göre dünya genelinde yüzde 3’ün altında, Çin'de ise yüzde 1 civarlarında kaldığı ikinci çeyrekte, biz üretimimizi yüzde 14 artırdık. Ä°ç pazarda bazı belirsizlikler olsa da yaÅŸanan daralmayı, uluslararası ölçekte büyük talep gördüÄŸümüz bu dönemde dış ticaretle bertaraf etmek istiyoruz.”
“Alman rakiplerimiz 6 aylık stokla çalışır oldular”
Sanayicilerin eÅŸ zamanlı birçok sorunu yönetmek zorunda olduÄŸuna dikkat çeken KaravelioÄŸlu tüm dünyada arz-talep dengesinin bozulduÄŸunu belirterek ÅŸunları söyledi:
“Hammadde ve elektronik komponentlerdeki arz yetersizliÄŸi, zincirlerde kırılmalar, ticaret yollarında kaymalar, her bölgede aksayan üretim ve geciken teslimatlar, spekülatif lojistik maliyetleri gibi, pandemi esnasında ortaya çıkan sorunlara bu yıl Rusya-Ukrayna krizi ve Asya bölgesindeki savaÅŸ senaryoları da eklendi. Sanayici bir tarafta üretim için gerekli malzemelerin temini zorunluluÄŸunu yaşıyor, diÄŸer tarafta neyi ne zaman bulamayacağını bilememe riskini yönetmeye çalışıyor.”
Alman Ekonomi AraÅŸtırma Enstitüsü verilerine göre, Almanya’da makine sektörünün ihtiyaç duyduÄŸu malzeme kalemlerinin yüzde 90’ında eksiklik olduÄŸunu belirten KaravelioÄŸlu, ÅŸunları ifade etti:
“Pandemi öncesinde stokta 3 aylık malzeme bulunduran Alman iÅŸletmeler, ÅŸu an en az 6 aylık stoklarla çalışıyor. Belli süre için kendine yeterlilik saÄŸlama amacıyla stoklama ve ardından zaman kazanarak yerlileÅŸtirme eÄŸilimi, bize has bir durum deÄŸil. Dünya, birkaç haftalık ham ve yardımcı madde stoku ile imalat yapılabilecek günleri artık geride bıraktı, Tam Zamanında Üretim yöntemi tarihe karıştı. Bütün rakiplerimiz gibi, biz de bu yüksek maliyetli çalışma biçimine uyum saÄŸlamak zorundayız.”
“KOBÄ°’ler için ihdas olunan fonlar KOBÄ°’lere bırakılmalı”
KaravelioÄŸlu yüksek hammadde ve enerji giderleri ortamında, stokların sanayici için yeni ve kaçınılmaz bir maliyet kalemi oluÅŸturduÄŸuna iÅŸaret ederek ÅŸunları söyledi:
“KüreselleÅŸme sürecinde minimize edilen birçok maliyet kalemi dünya sınai üretimine misliyle geri dönüyor. Buna bir de YeÅŸil DönüÅŸüm çabaları eklendi. Çok daha pahalı bir dünyaya koÅŸaradım gittiÄŸimizi çok defa dillendirdik. Stoklu çalışma mecburiyeti, üretici açısından bir çarpan etkisi demek fakat maliyetler satış fiyatlarına hemen yansıtılamıyor. Ä°malatçılar artık üretim güçlerini koruyabilmek için stoklarını eritmeye deÄŸil, finansmana eriÅŸim imkanlarının artırılmasına ihtiyaç duyuyor. Ölçek büyüten makine imalat sektörümüzün ham madde ve yarı mamul stoklarını son 2 yılda 4 milyar doların üzerinde artırmak durumunda kaldığını tahmin ediyoruz.”
Böyle bir ortamda, liralaÅŸma gayretleriyle uyumlu olarak ihracatçıların Türk Lirası cinsi reeskont kredilerine ihtiyacının da hızla arttığına dikkat çeken KaravelioÄŸlu sözlerini ÅŸöyle tamamladı:
“Yeni ekonomi modelimizde, Merkez Bankası faizinin enflasyondan ziyade seçici kredi geniÅŸlemesi hedeflediÄŸini biliyoruz. Risk primlerinde gözle görülür iyileÅŸmeler saÄŸlandıkça sanayicilerin acil beklentisi, öncelikle kredi ve finansman olanaklarında normalleÅŸme ve koÅŸullu uygulamaların sona erdirilmesi olacaktır. Eximbank’ın bir an önce özlediÄŸimiz finansman iÅŸlevlerine yeniden kavuÅŸturulacağını ümit ediyoruz. Türk Lirası cinsi reeskont kredilerinin hacminin de enflasyona ve pandemi döneminde rekor biçimde artan yatırıma ve üretime uygun biçimde ikiye, hatta üçe katlanması gerektiÄŸine inanıyoruz. Bizi kaygılandıran nokta KOBÄ°’lerin finansmana eriÅŸimini saÄŸlamak üzere ihdas olunan teminat fonlarının büyük iÅŸletmelere tahsisi konusunda ortaya çıkan ısrarlı taleplerdir. Sayıları yüzde 2’yi bulmayan büyük iÅŸletmelerin Eximbank kaynaklarının yüzde 85’ini kullanmakta oluÅŸları, KOBÄ°’lerin ölçek büyütmesini güçleÅŸtiren bir vakadır.”